sözlük klişesine bulandırmadım: 27 temmuz 2008 güngören'de patlama biçiminde olmamalı bu başlık. unutulacak; hatırlanmak için gerçekleştiği tarihin gün ay ve yıl detaylarına gereksinim duyacak kadar sıradan bir olay veya her gün şurada burada yapılan konserler gibi değil; başlığı da farklı olmalı.

güngören ilçesinin işlek bir caddesinde, ilki ses ikincisi asıl bomba olan iki bomba patlatıldı. ilki insanların dikkatlerini ikinci patlamanın etkisini artırmak üzere çekmeye yönelikti. buna 'yemleme' mi deniyor terör uzmanlarınca, her neyse. yıkım da haliyle çok büyük oluyor. onlarca kişi öldü, daha ölecek; ve yüzden fazlası yaralanıyor; binlercesi de ruhsal olarak bu eylemin sancısını doğrudan çekerken benim de içinde bulunduğum milyonlar düşünsel olarak bir acı içinde.

olay açık. kaynağı ne olursa olsun bir terörist eylem var ortada. ben farklı bir sosyolojik konuya eğilmek istiyorum. ekşi sözlük'te yazan ve çok yakından tanıdığım biri; patlama haberinin sol frame'de belirip yanındaki parantezde yer alan sayı hızla artarken, günün geyiği olan feysbuk adlı zımbırtıyla ilgili bir geyik muhabbetinin ısrarla devam etmesine içerliyor ve "geyiğinizi sikeyim" diye bir başlık açıyor. başlığı solda görür görmez, açanı takdir etmiştim; bu kişinin sözünün eri bir kadın, haksızlığa ve kötülüğe karşı susmaktansa ölmeyi yeğ tutan bir insan olduğunu görmek daha çok etkiledi beni. orada özetle diyor ki:

insanların kolu bacağı kopmuş; hastaneye taşınıyorlar; kaos içinde koşturuyor herkes; sense burada feysbukla ilgili geyik yapıyorsun.

sonra biri çıkıp, afrika'da her gün ne acı olaylar yaşandığından falan söz ediyor. tartışma kopuyor başlıkta. ben bu arkadaşların vurdumduymazlığına şapka çıkarıyorum. kendilerinden süper birer national geographic belgeselcisi olur. bomba patladığı esnada orada olsalar ve yanlarında biri can çekişse, "ne yapalım kardeşim, düzen böyle. doğal dengeyi bozmayalım, ben gideceğim yere doğru devam edeyim" diyecekler.

ulen afrika'daki acı olaylarla, henüz taze olan ve içinde yaşadığın ülke gündemine oturan kanlı bir eylem arasında fark göremiyorsan geyiğin yanında gözünü ve akıl izanını da ikram ediyorum o başlığı açan arkadaşıma! insanda biraz onur olur. tepkiyi anlamsız bulabilirsin. güngören'de ölenler için üzülmemiş olabilirsin; ama bu tepkiye yanıt verirken böyle bir argüman kullanamazsın! bu kadar maddeci olman insanlık onuruna ters çünkü. acı ile dalga geçmekten, nefret suçundan farksız bu yaklaşım. kimse sana gözyaşı dök demiyor. ama bir boka yaramayan geyiklere bulaşmak zorunda da değilsin, sol tarafından gündem akan bir mecrada. en azından olayın tazeliği geçinceye kadar. insanları sevmiyor, onlardan nefret bile ediyor olabilirsin, ama saygı duymak durumundasın.

kimisi de daha bombanın tozu güngören semalarından kalkmadan, yarın görüşülecek kapatma davasından, ergenekon'dan falan söz ediyor. ya, beşinci sınıf berber muhabbetlerini ciddi anlamda siyasi görüş edinip bunları savunanlar yüzünden bir halt olamıyor bizden. sıçılası ağzınızı bir tutun; olay aydınlandıktan sonra yorumunuzu yaparsınız! bu ne ya, ne bu? orada can pazarı yaşanacak; herkes ihbarı yapılan 3. bombanın tedirginliğiyle yaralılara yardım etme özverisi arasında bocalayacak; sen pijamalı götünü yapıştırdığın koltuktan "yeaa yarın dava var yeaa..", "ergenekon yapmıştır yeaa" diyeceksin. şunları otobüste, vapurda, parkta falan söyleyeni niye işitmiyor bu kulaklar, niye görmüyor bu gözler? ah bir görse, gösterecek de. dünyanın kaç bucak olduğunu. ama göstermiyorlar kendilerini. klavye başına geçince hepsi her konuda uzman kesiliyor. aklına ne gelirse yaz, kaydet'e bas, sonra def ol. söz uçar yazı kalırmış, kalsın. umrunda mı?

çok dolmuşum şaka bir yana. bunlar ulaşılması zor sonuçlar değil, inanın. biraz sağduyusu olan herkes kolaylıkla erişebilir. ölenlere rahmet dilemek dışında elimden bir şey gelmiyor. yaralananlara da tez elden şifa. yakınlara sabır. klişelerden uzak tutmaya çalıştığım bir başlangıcı, klişelere boğulmuş bir finalle sonlandırıyorum, ne kötü. gelmiyor dilden başka şey. ölüm karşısında hep aynı son: sessizlik ve eli ayağı birbirine dolanmak var, heyhat.