"doğru bir yan var söylediklerinde" demek istiyorum bu filme "anlamasam da seviyorum"
( keşke sırf bunun için sevseydim seni)
bir ukde varsa yıllardır içimde, o da içinden bağımlılık geçen filmlerde bir türlü yoksunluğun yer almamasıdır. oysa basit bir diyalektikle: bağımlılığı var eden yoksunluktur. yani, yokluğu hissedilen şeyin varlığı, varlığı hissedilen şeyin yokluğu vs. ve bunun bundan başka bir anlam taşımaması. eksik bir şeyler var, bütün hikaye bu...
spoiler içermez merak etmeyin, hikaye biliniyor zaten. ağır alkolik bir pilot yine sarhoş bir şekilde seferini eylerken uçak teknik bir arıza sebebiyle çakılmaya geçer, alkolik pilot olmadık bir şekilde üstün beceri göstererek yüzlerce yolcunun hayatını kurtarır, gel gör ki incelemeler sonucu olay sırasında zil zurna olduğu çıkar ortaya, and so on and so on...
bazen bir cümleyi edebilmek için üç sayfa yazarız demişti bir yazar, bu film de biraz öyle. ve bu beceriksizce bir şey değil bence, bu işin doğası böyle. yani bir tablo değil nihayet, sinema birikimli bir ilerleyiş. ne demiş tarkovski, " bir çayıra bir saniye bakıyorsunuz ve bir şey görüyorsunuz, bir çayıra bir dakika bakıyorsunuz başka bir şey..." (benim türkçemle)
ortada bir mesele varsa, bana kalırsa en güzeli, bir itfaiyeci brandası gibi herkesin bir ucundan tutup onu farklı yerlere çekerek ortaya çıkarmasıdır. benim için yoksunluk bir mesele ise ben bile sanmam ki tutup dört bir yanını açabileyim. ben ancak kendi zıttıma giderim, o kendi zıttına (derken zıtlık elden ele)
peki bu film meseleyi neresinden tutuyor? bence gayet sağlamlayacak bir yerinden:
alkolizmin var olduktan sonra yaşadığı sebepsizlikten.
işte nihayet bir alkolik karakter ki alkolik eden sebepler yok ortada. mazeret yok, bağımlılık var
karısı boşadığı için mi alkolik? hayır; alkolik olduğu için karısı boşamış. oğlu konuşmadığı için mi? hayır oğlu zaten adam alkolik olduğu için konuşmuyor. babasının baskısı mı, yarak mı kürek mi, gittikçe boka battığı için mi. hayır. hepsi adam alkolik olduğu için. ya da tam tersi, sarhoş olduğu için mi uçağı kurtarabildi, ne münasebet, sadece çok iyi bir pilot, ayık olsa ama yoksun olmasa daha iyisini yapar...peki ne oluyor?
sadece eksik bir şeyler var. tamamlanacak tarzda bir şey değil. eksik olma haliyle var.
var çünkü eksikliğini hissediyoruz. eksik çünkü var olduğunu sanıyoruz.
(mevzuya alkol denk gelmiş, yoksa aynı hikaye, yoksa hollywood nihayetinde,film değil düşündürdükleri..)
neyse efendim, bana kalırsa allah hepimizi eksik yaratmış...
eksik yaratmış ki bi boka yarayalım...
allah'ım beni eksikliğimden ayırma.sakın ve amin.
( keşke sırf bunun için sevseydim seni)
bir ukde varsa yıllardır içimde, o da içinden bağımlılık geçen filmlerde bir türlü yoksunluğun yer almamasıdır. oysa basit bir diyalektikle: bağımlılığı var eden yoksunluktur. yani, yokluğu hissedilen şeyin varlığı, varlığı hissedilen şeyin yokluğu vs. ve bunun bundan başka bir anlam taşımaması. eksik bir şeyler var, bütün hikaye bu...
spoiler içermez merak etmeyin, hikaye biliniyor zaten. ağır alkolik bir pilot yine sarhoş bir şekilde seferini eylerken uçak teknik bir arıza sebebiyle çakılmaya geçer, alkolik pilot olmadık bir şekilde üstün beceri göstererek yüzlerce yolcunun hayatını kurtarır, gel gör ki incelemeler sonucu olay sırasında zil zurna olduğu çıkar ortaya, and so on and so on...
bazen bir cümleyi edebilmek için üç sayfa yazarız demişti bir yazar, bu film de biraz öyle. ve bu beceriksizce bir şey değil bence, bu işin doğası böyle. yani bir tablo değil nihayet, sinema birikimli bir ilerleyiş. ne demiş tarkovski, " bir çayıra bir saniye bakıyorsunuz ve bir şey görüyorsunuz, bir çayıra bir dakika bakıyorsunuz başka bir şey..." (benim türkçemle)
ortada bir mesele varsa, bana kalırsa en güzeli, bir itfaiyeci brandası gibi herkesin bir ucundan tutup onu farklı yerlere çekerek ortaya çıkarmasıdır. benim için yoksunluk bir mesele ise ben bile sanmam ki tutup dört bir yanını açabileyim. ben ancak kendi zıttıma giderim, o kendi zıttına (derken zıtlık elden ele)
peki bu film meseleyi neresinden tutuyor? bence gayet sağlamlayacak bir yerinden:
alkolizmin var olduktan sonra yaşadığı sebepsizlikten.
işte nihayet bir alkolik karakter ki alkolik eden sebepler yok ortada. mazeret yok, bağımlılık var
karısı boşadığı için mi alkolik? hayır; alkolik olduğu için karısı boşamış. oğlu konuşmadığı için mi? hayır oğlu zaten adam alkolik olduğu için konuşmuyor. babasının baskısı mı, yarak mı kürek mi, gittikçe boka battığı için mi. hayır. hepsi adam alkolik olduğu için. ya da tam tersi, sarhoş olduğu için mi uçağı kurtarabildi, ne münasebet, sadece çok iyi bir pilot, ayık olsa ama yoksun olmasa daha iyisini yapar...peki ne oluyor?
sadece eksik bir şeyler var. tamamlanacak tarzda bir şey değil. eksik olma haliyle var.
var çünkü eksikliğini hissediyoruz. eksik çünkü var olduğunu sanıyoruz.
(mevzuya alkol denk gelmiş, yoksa aynı hikaye, yoksa hollywood nihayetinde,film değil düşündürdükleri..)
neyse efendim, bana kalırsa allah hepimizi eksik yaratmış...
eksik yaratmış ki bi boka yarayalım...
allah'ım beni eksikliğimden ayırma.sakın ve amin.