onun sihirli parmaklarından çıkan nağmeleri dinlerken insan kendisinden geçer. bir sihirbaz gibidir, onun sihri de müziktir. öylesine büyüler ki dinleyen insanı, o parçanın etkisinden kurtulmanız için başka bir erkan oğur parçasının etkisinde kalmanız gerekmektedir. duygularınızı okşar melodileri, yüreğinizi sızlatır ezgileri. kaşınmaması gereken yaraları kaşımanıza sebep olur hüzünlü sesi.

mükemmel bir sanat insanı. uzun ömürler nasip olsun ona. parmakları, gönlü zeval görmesin.
çalıştığı her insanla voltranı oluşturmayı başarmış müzik dehası. gerek ismail hakkı demircioğlu ile çıkardıklar gülün kokusu vardı ve anadolu beşik; gerekse de djivan gasparyan ile çalıştığı fuad adlı albümü aşmıştır. -ki nefesler'i, eşkiya'yı filan da es geçmemek gerek-

özel şeyleri var bu adamın. ne zaman dinlesem alkol-türkü-buhran triosuna demirliyorum. zeynep, pencereden kar geliyor, o enfes olan dağlar filan garip etki yaratıyor.. şaraba gark eyledi erkan beni diyorum sonra.. sonra ey zahit şaraba eyle ihtiram'ı dinliyoruz arkadaşlara.. anadolu mistisizmini yansıttığı bu eserler birgün beni/bizi öldürecek ama, bakalım ne zaman.

ayrıca (bkz: e bow)