birçok şeyden bahsedebilidirim. patagonnyada yaşayan at çobanlarından başlıyıp armutların sapını neden yaktıklarından, en iyi bir markasının ne olduğunu neden sonuçlarını ekleyerek hatta biraz popüler kültür donelerinin neden fani olduğundan falanda bahsedebilirim.

hem de büyü yapmadan gayet mantıklı bir şekilde.

ama bunların hiçbirini anlatmayacağım.

peki ne anlatacağım?

hiçbirşey hakkındadır bu yazım.

bazı zamanlar olur bir pazar günü o gloomy sunday şarkısını tam manasıyla karşılar. her anlamıyla. fakat bir ses duyarsınız. bu ses o ilahi ses tın değildir hani. güzel bir sestir.

bir anda gloomy sunday modundan çıkarsınız içinizde kuşlar ötmeye başlar cik cik cik diye.

o sesin bir gün solacağını bilirsiniz. çünkü tecrübe diye birşey vardır. kemikleşmiştir o bir kere. sindirilmiştir. kelimelere dökülmesi biraz zahmetlidir ama vardır o hakikat.

peki o hakikat nedir? gelenler bir gün gider, hiç birşey sonsuza kadar baki değildir.

ama buna rağmen elde kalan tek şeyle ayaktasındır.

o da bitse ne yazar boş ver arkadaş tadını çıkar.

fazla tecrübe yahut bilgi bazen insan için değildir. mesela vlade divaç vaktinde söyle bir şey sarf etmiştir;

''yaşlandıkça ağırlaşıyoruz çünkü kafamızda çok daha fazla bilgi var. kafalarımızın ağırlığı artıyor''

ve bende bu söze söyle devam ediyorum ''kafamız o kadar ağırlaşıyor ki artık deve kuşu olarak hayatımıza devam ediyoruz''

daha fazla birşeyler yazmak istemiyorum ve yazımı son günlerde içimde çalan şu şarkıyla bitiyorum;

http://www.youtube.com

sã¶zã¼mã¼zã¼n özü;

"insanın en büyük dostu zorluklardır. çünkü insana karşılaştığı zorluklar güçlendirir."

gasson