"boran bir yaban kuştur.
gökyüzünün mavisine bata çıka bir maviş kuş.
konmaz hiçbir yere.
yuvasından bozkırlara, koşan sulardan yuvasına.
çok zor yakalanır.
şahin bile tutamaz onu kanadından.
yabandır.
asidir ha,
rengi kadar güzeldir.

güvercin sahipleri sevmez boranı. girer evcil sürüsüne. peşine mutlaka takılan olur. bazen sürü bile düşer ardına. ya vurulur ya da yaralıyken yakalanır. diğer kuşlarla aynı kafese kapatılır. hiçbir evcil kuşu yaklaştırmaz kendine.

hele bir de güvercin besleyenler evcilleştirmek için kanadının tüylerini çekti mi, vay vay yemez artık yemini. ya açlıktan ölür ya da kafesin demirine kendini vura vura öldürür.

sesi çığlıktır artık, turna indirir. ya gökyüzüdür ya ölümdür boran. boranlar kalktı mapushanelerden. şehre sokulmamış evlerden. dökerek renklerini şehirlerin ufkuna, gittiler dağların doruklarına."

grup yorum'un albümüne adını veren şarkılarından birinde geçer bu metin, tıpkı 122 insanın hapisanelerde kendilerini açlıktan öldüğü gibi, boranın kafese kendisini vura vura öldürdüğünden bahseder...

boran fırtınası, kanımca türkiye'de çıkarılmış en iyi albümlerin başında gelir, albüm olduğu gibi bir destanı anlatır. ölüm orucu destanını.

dinleyin, dinletin, müziği anlayın. başka da kelimem yok anlatacak.
albümdeki tüm şiirleri ve şarkıları sırasıyla okuyabilirim size.. evet evet yaptım bunu daha önce.. ve hiç bir zaman bıkmadan da yaparım yine.. tüylerimi diken diken ediyor her dinleyişimde..

yavaş yavaş araladı göz kapaklarını.. perdeleri açılıyordu tiyatronun.. sahneydeydi artık idilcan, heyecandan titreyip kasıldı...
"güzel canlı ne varsa bizimledir.. insanın yurdu bir kat daha kendinin olur toprağına suyuna karıştıkça.. yaşamış sayılmaz zaten yurdu için ölmesini bilmeyen"
ağır ağır kapandı perde.. gülümsüyordu dünyaya.. kadınlar ki bin yıldır cephe ardında.. kadınlar ki şimdi düşmüş dövüşüyorlar cephede.. ayşe gülen nil sibel adalet toplanmışlardı başına terini sabo siliyordu.. içi bir cehennemdi söndüremiyordu.. mitralyöz.. mitralyöz kim dedi sabo, benim dedi mitralyöz..