buket uzuner' in kitabından; '' ben her şeyimle ölümüm, konuşmamla, yaşamamla, ellerimle, her şeyimle ölümüm ben. ancak sen hayatsın. yürüyüşünle, yüzünle, konuşmalarınla, el kol hareketlerinle tam anlamıyla hayatsın sen. hayatın belirtileri üzerinde. ''

buket uzuner' in aslında mike' ın dediği gibi bazılarımız ölüm bazılarımız hayatız. bense tamamen hayatım. asla ölüm olmadım, onlar gibi olmadım. onlar karanlık,duvarları rutubetli,sidik kokulu bir bodrumda yaşarlardı, bende onlarlaydım. ama asla oraya ait olmadım, olduğumu sandım, ama değildim. ben yeryüzüne aittim, belki biraz güneşe, benim yerim bodrumun küçük pencerisinden belli belirsiz görünen aydınlıktı. kendimi kandırmanın sınırı yoktu. hep ölüm olmayı isteyen hayattım. ama gördüm.. gerçek olan ben olduğum bendi. her zaman düşünceli değilim, her zaman acı çekmem, her gün kendimi çarmığa germem. ama yaşarım. bazen acı çekerim, bu beni değiştirir. yalnızımdır, severim, yalnızlığım beni büyütür. birgün yerin dibinde uyanırım, birgün aydınlıkta. değişirim. ağlarım, öfkelenirim. ama her zaman olmaz bunlar bana, ben onlar gibi değilim. onlar kendilerini hep gömdüler. hep toprak altında yaşadılar, uzak, meçhul. çünkü onlar ölümdü, ben ''hayat'' ım.