ben bursayım büyük düşünmeliyim. evet, kocaman kocaman düşünmeliyim, sonra istanbul'dan getirdiler herhalde bu lale tohumlarını, bu yıl her yerde laleler görüyorum, bıyıklarını daşşaklarım gibi traş edeni de var, ama ondan bahsetmeyceğim, renk renk laleler görüyorum.
halbuki benim şehrimde lale olmaz, lale figürleri evet ama lale olmaz, zaten bıraksalar dağda bayırda envai çeşit çiçek yetişiyor, o yol boylarındakileri yolup şimdi yerlerine lale dikiyorlar. garezleri ne ola ki papatyalara?
kadınlar görüyorum birkaç yıldır sürekli yol boylarında. bunları kamyonlarla taşıyorlar, taşıyan kim, henüz buna eremedim. anladığım kadarıyla belediye peyzaj işlerini taşerona veriyor, taşeron firma da bir sürü insana ekmek veriyor, ne komik! kadınlar işte köylerinden alıştıkları bağ bahçe deneyimleriyle yol boylarında çalışıyorlar, hemen hepsi orta yaşlı, koca götlü ve çalışırken hiç yorulmuyorlar. şimdi dışarıda yol ortasında herhalde sırf yeşil dursun diye ekilmiş çalıları buduyorlar. akşam haberlerinde belediye başkanı modern, çağdaş bursa'dan bahsediyor, metroyu bilmemnereye uzatacaklarından falan. ve bu şehrin peyzaj işlerini yapanlar bildiğimiz yövmiyeci kadınlar, kamyonlarla taşınıyorlar. burada kime desen urfalı tarım işçileri giresunda kamyonla taşınırken öldü, bir sürü yorum alırsın, çok ilkel bulurlar bunları, burada laleleri ekenler yövmiyeci kadınlar. başlarında birer tülbent, ektikleri çiçeklerden desenlenmiş birininki, birininki sadece beyaz. ikisinin üzerinde iş önlüğü var -belki macırdırlar- birisi pazen şalvar giymiş, sivil. belki aksu'da belki derekızık'ta oturuyorlar, kamyonlarla taşınıyorlar. şaşıyorlar mıdır acaba, kendi küçük balkonlarında bile soğan yetiştirenlerin caddelerinde laleler olmasına ve koca şehrin koca koca alanlarında fasulye değil de neden lale konulduğuna, ben şaşırıyor muyum onları görünce? kamyonlar as 900.
garip bir güven duyuyor taşeron firma onlara, yanlarında çavuş yok. kamyonlarla getirip bırakıyorlar, onlar naylon poşetleri içinde sularını ve ekmeklerini koyup kenara işlerini yapıyorlar. halbuki nerede bir asfalt çalışması olsa işçilerin başında çavuşları olur. kadınlar, yövmiyeci kadınlar biraz daha güvenilir sanırım ve sanırım as 900 o302den ucuz.
geldiler, ellerinde çapaları ve makaslarıyla, bitirdiler işi, gittiler, kamyonlarla, oho yemek yapılacak adam eve varmadan, çok işleri var, bu gece lale ezeceğim '96'dan hatrım var.
edit: ah benim anacıklarım, yanlarındaki çuvallara koymuşlar budadıkları yeşilliği, hangi karagözlü dananın önüne serecekler kimbilir sevgileriyle. hey yavrum, biz de internetten çiçek siparişi verelim sevgiliye.
halbuki benim şehrimde lale olmaz, lale figürleri evet ama lale olmaz, zaten bıraksalar dağda bayırda envai çeşit çiçek yetişiyor, o yol boylarındakileri yolup şimdi yerlerine lale dikiyorlar. garezleri ne ola ki papatyalara?
kadınlar görüyorum birkaç yıldır sürekli yol boylarında. bunları kamyonlarla taşıyorlar, taşıyan kim, henüz buna eremedim. anladığım kadarıyla belediye peyzaj işlerini taşerona veriyor, taşeron firma da bir sürü insana ekmek veriyor, ne komik! kadınlar işte köylerinden alıştıkları bağ bahçe deneyimleriyle yol boylarında çalışıyorlar, hemen hepsi orta yaşlı, koca götlü ve çalışırken hiç yorulmuyorlar. şimdi dışarıda yol ortasında herhalde sırf yeşil dursun diye ekilmiş çalıları buduyorlar. akşam haberlerinde belediye başkanı modern, çağdaş bursa'dan bahsediyor, metroyu bilmemnereye uzatacaklarından falan. ve bu şehrin peyzaj işlerini yapanlar bildiğimiz yövmiyeci kadınlar, kamyonlarla taşınıyorlar. burada kime desen urfalı tarım işçileri giresunda kamyonla taşınırken öldü, bir sürü yorum alırsın, çok ilkel bulurlar bunları, burada laleleri ekenler yövmiyeci kadınlar. başlarında birer tülbent, ektikleri çiçeklerden desenlenmiş birininki, birininki sadece beyaz. ikisinin üzerinde iş önlüğü var -belki macırdırlar- birisi pazen şalvar giymiş, sivil. belki aksu'da belki derekızık'ta oturuyorlar, kamyonlarla taşınıyorlar. şaşıyorlar mıdır acaba, kendi küçük balkonlarında bile soğan yetiştirenlerin caddelerinde laleler olmasına ve koca şehrin koca koca alanlarında fasulye değil de neden lale konulduğuna, ben şaşırıyor muyum onları görünce? kamyonlar as 900.
garip bir güven duyuyor taşeron firma onlara, yanlarında çavuş yok. kamyonlarla getirip bırakıyorlar, onlar naylon poşetleri içinde sularını ve ekmeklerini koyup kenara işlerini yapıyorlar. halbuki nerede bir asfalt çalışması olsa işçilerin başında çavuşları olur. kadınlar, yövmiyeci kadınlar biraz daha güvenilir sanırım ve sanırım as 900 o302den ucuz.
geldiler, ellerinde çapaları ve makaslarıyla, bitirdiler işi, gittiler, kamyonlarla, oho yemek yapılacak adam eve varmadan, çok işleri var, bu gece lale ezeceğim '96'dan hatrım var.
edit: ah benim anacıklarım, yanlarındaki çuvallara koymuşlar budadıkları yeşilliği, hangi karagözlü dananın önüne serecekler kimbilir sevgileriyle. hey yavrum, biz de internetten çiçek siparişi verelim sevgiliye.