ağlayasım var..

beni duvarla baş başa bırakın, kulağına fısıldayacaklarım ona akıtacağım göz yaşlarım var. biraz sessizlik istiyorum..

canım yanıyor.. canım.. gözlerimi kapatamıyorum, uykusuzluğun bir etkisi bu, uyuyamadığımdan, kapatınca gözlerim yanıyor. kan tutmuş içini. ağlamaktan, kankırmızı kesilmiş. üstelik bunların hepsi sadece bir gecede tezahür etmiş. canım yanıyor.. kaybetme korkusu, hiç bu kadar canımı yakmamıştı.

iliklerime kadar işledi yokluk, üşüdüm ve titredim. karanlık odanın sessizliğini bana hediye ettiğin kalemimden çıkan ses ve yer-li yersiz tutan ağlama nöbetlerim bozdu. ağlıyordum, çünkü korkuyordum. seni kaybetmek, sensizliği düşünmek yıkabiliyordu beni. buna henüz hazır değildim. ortada bir yanlış anlaşılma da olsa, haklı da olsam, senin benim yüzümden ağladığını görmem, hıçkırıklarına şahit olmam beni mahvetti. bitti! deyişin öylesine sarstı ki beni o an. işte o an başladı kalbimin sancısı ve yeni yeni dinmişken bu sancılar, geçirdiğim akşamın ve gecenin etkisinde, bir kaç damla göz yaşı akıtıyorum. bu kez ki mutluluktan.

ne olursa olsun, yazmayacağım artık. seni üzebilecek herhangi bir şey parmaklarımın ucundan dökülmeyecek. sadece 'biz'i anlatacağım. sadece 'biz'i yazacağım. herkes 'biz'i okuyacak.

ve işte gülümsedin yine, gelen mesajında gülümseyen bir ifadenin beni bu denli mutlu edebileceğini düşünmezdim belki de. ama öylesine ihtiyacım var ki öylesine muhtacım ki şu an bunlara. sensizlik, titretiyor beni. bunu yaşamak, can yakıyor.

geride kaldı artık, bitti. anlamış oldum, seni ne çok sevdiğimi, ne çok bağlandığımı ne çok senle dolduğumu. sensiz yapamadığımı keşfetmem açısından eşsiz bir deneyim oldu. yine de böyle deneyimler yaşayayım istemem bir daha. yeter bu. halen sancısını hissediyorum. (tamam gülümsedim burda)

seviyorum seni aşk. yoklukluğunla sınama beni, dayanamıyorum.