süslü püslü anlatımları hiç sevmem ben. acı çekiyorsa bunu ''içimdeki uçuruma düşüyorum'' cümleleriyle anlatanları sevmem, söylediğin cümlenin ne anlama geldiğini bileceksin, içinde uçurum dediğin boşluk var mı bir kere onu bileceksin sonra söyleyeceksin. ama öyle değil artık (maalesef) mutluluk için abartı, acı için abartı (yazarlar ve şairlerde abartır, hatta bu bir söz sanatıdır, ama yerinde kullanılırsa, gerçekten o abartıya oturuyorsa) her şey için abartı. böyle romanlarıda sevmedim hiç, aşırıya kaçan anlatımları. güneş doğar ve yazar şöyle anlatır; güneşin neşeli ışıkları pencereden bir kuş edasıyla odaya dolmuştu ''örneğin; goriot baba, bu cümlelerle doludur. oysa gerçekçi gelen, yapay gelmeyen yalınlıktır. güneşin doğmasıdır anlamı olan, onun kuş gibi edası değildir. topluma dönersek, artık öyle bir hal aldıki hüzünlüysen özel insan oluyorsun sanki (kahkalarla gülüyorum) özel insan olmayı neden istiyorsunuzki? sıradan ve kendiniz olabilirsiniz, bir filozof olmanıza gerek yok, zaten filozof olmak isteyenler asla olamazlar. kısacası özel yok, unutun. kimse imrenildiği kadar değildir.