1408, stephen king'in kitabından uyarlanan ve john cusack, samuel l. jackson'un oynadığı, orkmak için başlanan ancak travmatik ağlama krizlerine sokabilecek bir film. cehennemi, tanrı inançlarını, cenneti sorgulatıyor. ve eğer hayatınız sürekli soyutluğu sorgulamakla geçmişse, bir yerde sizi de cezalandırıyor!

tanrı, kötü kullarını cehennemde yakarak cezalandırmıyor. buna emin oldum. çünkü bu ödeyeceğimiz en ucuz bedel olurdu.

mike enslin'in 1408'de yaşadıkları, inanmadığı şeylerin bedelleriyle örtülüyor. bir daha yaşamaya cesaret edemeyeceği şeyleri, tekrar ve tekrar yaşıyor...

1408, cehennemin en dibi...

http://youtube.com
"owlin otellerin zengin bedensel gereksinimlere önem verdiğini söylemişti. güzel bir söz ama, merak ediyorum acaba gerçekte klişeleri tekrarlamaya, o yalan alışılmışlık hissini vermeye... evet... burda daha önce de bulundum. güvenli.

bir koltuk var.
bir yazı masası,
antika bir dolap,
çiçekli duvar kağıdı.
bir leke dışında sıradan bir halı
ve üstünde eskici dükkanından fırlama denizde kaybolmuş bir yelkenli tablosu.
ve bu eser ayvazov ile sıkıcılık bazında benzerlikler taşıyor.
whistler taklitlerine benzeyen ikinci tabloda
akli dengesi bozuk bir grup çocuğa uykudan önce hikayeler okuyan bir kadın resmedilmiş.
arka planda ise başka bir kadın onları seyrediyor.
belli belirsiz bir tehlike havası var.
üçüncü ve acı verici alışılmışlıkların sonuncusuysa her daim popüler av tablosu.
atlar, tazılar, kabız britanya lordları.
akıllının biri kötülüğün banal olduğunu söylemiş.
eğer bu doğruysa,
cehennemin yedinci katındayız demektir.
ama sihri de yok değil...
....

seninle kaç kez ince duvarlar arasında oturduk ?
kaç kez lahit benzeri odalarda kaldık eski dostum ?
ürkütücülük otel odalarının ruhunda var.
öyle değil mi ?
o yatakta senden önce kaç kişi yattı acaba ?
kaçı hastaydı ?
acaba kaçı aklını kaçırdı ?
kaç tanesi öldü ?..
buraya hikayemizi almaya geldik
ve cesaretimiz kırılmayacak.
değil mi ?
....

durumu kurtarmalıyız.
tango ışığında yıkanmış
orpheum devresindeki orpheus'u doğru olarak tanımlamaya çalışıyorum.
bu öyle bir ışık ki, ölüleri mezarlarından çıkarıp
tango yaptırır.
burası dokuzuncu kat.
bütün ışık ve sıcaklıktan arındırılmış cehennemin en derin katı.
bu altı,
bu kahrolası beş...
galiba mantığını anlıyorum.
evet,
mantığını anlıyorum..."