ethem ölmedi. yanlışınız var, daha bugün geldi bize. arka odayı verdik ona. o geldiği için gakkoş artık salonda yatacak. biz de özgür'le tek kişilik yatağa sığışacağız. olsun. bizim şikayetimiz yok. yalnız ethem fazla konuşmuyor. çok çalışıyor, ondan belki. gelir gelmez yatağa düşüveriyor. ben de zaman zaman yemek götürüyorum ona. yemeğin yüzü suyu hürmetine o yorgun haliyle bana 1 haziran'ı anlatıyor. bizim bir arkadaşla tartışmış eylemde. ethem kennedy'de kalmak istemiş, ama kızılay'a yürüyelim demişler. 1 haziran kutlu bir gündü, diyor, o gün gerçekten başarabileceğimize inandım. ben de diyorum ki: "evet, ama o gün yapmadıklarını da bırakmadılar, ucuz kurtulduk." yineliyor gülerek: "ucuz kurtulduk, evet."

ona diyorum ki, "bir gün ölürsen seninle aynı mezara girmek istiyorum." "bu faşist ülkede yaşamak istemiyorum" diye haykıran ingiliz eylemciyle el ele o çatıdan atlamak istiyorum, diyorum. ethem de bana diyor ki: "1 haziran'ı unutma."

1 haziran'ı unutmayın. 1 haziran'dan sonra hayat devam etmesin, durdurun. bu dünyanın camını çerçevesini indirin.